19.12.2012 tarihinde, "Facebook - İslami Reform için Kritik Düşünenler" grubunda gerçekleşen tartışma... Diğer katılımcıların
iletileri çıkarılmıştır...
FK: Fetih suresinin 29. ayetinde geçen ruhama kelimesi, besmele ve Tevbe-128'de geçen rahim kelimesinin Arapçadaki çoğuludur.
Bunun böyle olduğunu bilemeyecek kadar, Arapça konusunda cahil misiniz veya işin doğrusunu herhangi bir Arapça sözlükten öğrenemeyecek
kadar da aciz misiniz; yoksa doğrusunu bile bile takipçilerinizi kandırıyor musunuz? Ben bütün inandığım değerler üzerine yemin ederim ve
Allah'ı şahit tutarım ki, Fetih suresinin 29. ayetinde besmelede geçen kelimenin çoğulu kullanılmıştır!
Siz aksinin doğru olduğuna Allah'ı şahit tutar mısınız?
Edip Yüksel:
48:29 ayetindeki "Ruhamau beynehum" ile "Rahim" arasında fark vardır.
Birincisi "onlar aralarında birbirlerine karşı merhametlidirler" biçiminde sınırlı ve karşılıklı bir merhamet...
Yani oradaki RaHM kayıtlanıyor, sınırlanıyor. Dahası, Allah'ın tüm isimleri aynı zamanda matematikseldir.
RAHiM ile RaHYM arasında bu yüzden fark vardır.
FK: Soruma net cevap vermek yerine, yine kafaları karıştırmaya çalışıyorsunuz Edip Yüksel! Net olun lütfen!
Edip Yüksel:
Velev ki sizin iddia ettiğiniz gibi olsun.
Velev ki Rahim ismi Allah'tan başkası için kullanılmış olsun. Hiçbir şey değişmiyor.
Zira Rahim isminin sadece Allah için kullanıldığı inancına dayalı olarak reddetmedim 9:128-129'u...
Bu ulaştığım ikincil bir sonuçtu. Bu ikincil sonuç yanlış bile olsa, temel iddiayı etkilemiyor.
FK: Arapçanın çok temel bir gramer kuralı hakkında velev ki... diyerek başlamak ilginç doğrusu!
Peki, o zaman şunu sorayım:
- Besmelede geçen 4 kelimenin 19'un katı olması gerektiğini nerden çıkardınız? Hangi ayette yazıyor böyle bir şey?
- Velev ki, bu kelimelerin 19'un katı olması gerektiğini kabul ettik; neden Tevbe 128 ve 129'u çıkarıyorsunuz da, mesela Tevbe 127 ve 128'i çıkarmıyorsunuz ya da bu 4 kelimeyi 19'un katı yapacak başka herhangi bir ayeti (veya ayetleri)...
Edip Yüksel:
Güzel sorular.. Yaza yaza bıkkınlık geldi aynı sorulara cevap vermekten.
Ancak seninle bu konuyu inşallah yüzyüze tatışacağım Türkiye seyahatimde... Selam.
FK: Bir soru soruyorum. Alakasız ve kafa karıştırmaya yönelik cevaplar veriyorsunuz.
Sonra cevabımı henüz almadığım için, soruyu tekrar soruyorum. Bu sefer de sana kaç defa cevap verildi, beyinsiz adam, yüz yüze konuşalım,
seni gidi müşrik, sen zaten bunları anlasaydın 19'a tanık olurdun vb. cevaplarla karşılaşıyorum...
Edip Yüksel:
: Senin her soruna ve suçlamana
cevap vermek zorunda değilim. Ben kimseyi doğruya iletemem ve gözlerini kapayan hiçkimseyi de mucizeye tanık yapamam.
Dilediğin gibi inkar et. Dilediğin gibi zaferini ilan et. Hatta bunu kopyala ve dünya ile paylaş. Selam.